Elektriksiz geçen bir günün akşamında
sözlerim yolunu bulmaya çalışıyor karanlıklarda. Bugün özel ve güzel bir gündü.
Memleketin yürekli, yüreksiz tüm insanları, -o’cu , şu’cu, bu’cu fark etmeksizin
hepsi- aynı anda aynı hissi, aynı eksikliği yaşadılar. Bugün güzel şeyler
gördüm, fark ettim. Akşamın ilerleyen vakitleri için güzel şeyler
düşündüm. Ve içimden geçirdim ki “ Keşke elektrikler hiç gelmese “…
“Ülke karanlığa gömüldü” diyordu herkes. Bense “bu karanlık, ruhumuzun asıl karanlığı olan insanlığımızı bir parça da olsa aydınlattı.” diyorum. Fark ettim ki bizi hayata bağladığını sandığımız elektrik aslında bizi yaşamdan koparıyormuş. Nasıl mı? Bu soruyu karanlıkların giremediği mâsumane hislerin, temiz yüreklerin aydınlattığı muhabbet meclislerinde hepinize tek tek sorup sizleri sadece düşüncelerinizle tanımak isterdim. ( Keşke sadece bir sorum olsaydı ). Belki bir gün, belki bir gün…
Ben kendimi sessizce mısra mısra dökeyim yine kâğıtlara. Yine derinlere girmişim farkında olmadan. Nasıl mı elektirik yaşamlarımızı elimizden alıyor diyordum.
İnsanlar bugün tam anlamıyla muhabbet ettiler ya da edecekler. Çünkü şarjları bitti telefonların, bilgisayarların. Koptu o sözde dünyayı birbirine bağlayan internetin halatları. (bir de şu jenaratör zımbırtısı olmasaydı...). Kısacası sanal hayatın bir süre bittiği, gerçek bir hayatın yaşandığı zamanlar geçti. Eminim insanların konuşmalarındaki yoğunluğun arttığını sizler de fark etmişsinizdir. Belki farkında bile olmadan ruhunuz tatmin oldu bu durumdan.
Elektrik olmayışından dolayı bu gün yan yana dükkânlardaki çalışanlar bu kadar çok sohbet ettiler, bir şeylerini paylaştılar. Çünkü elektrik olmadığından dolayı hiçbiri dört duvara hapsetmedi kendini, kapılarının önüne yani hayata çıktılar.
Evet bugün trafik lambaları da yanmadı. Her gün sayısız olaya sahne olup birbirbirlerine hakaret etmekten çekinmeyen insanlar bugün birbirlerine yol verdiler; en azından yol vermeyi öğrendiler. Kendilerini kurallardan kurtardılar; fark ettiler.
Akşam herkes evine çekilince elektrikler gelmezse açılamayacak o kahrolası kara kutu. Kanal kavgaları yaşanmayacak. Körpe beyinler yıkanmayacak saçma sapan yayınlarla. Bu akşam o sözde haber bültenleri soğutmayacak bizleri insanlığımızdan. Bu akşam belki uzun zaman sonra babası çocuğuna gününün nasıl geçtiğini soracak, eşler arasındaki belki bir sıkıntı konuşularak büyümeden önlenecek. Sadece romantizme gebe kalmış mum ışığında yemekler yenecek ağır ağır…
Birçok insan belki de uzun zaman sonra “keşke sabah olsa” diyecek; sadece karanlıklardan kurtulmak için de olsa yarından bir beklentisi olacak.
Ne şiirler yazılacak belki de bu akşam. Yürek yangınları, hayaller, iç yıkıntıları Karanlıklarda mısra mısra yolunu kaybedecek . Belki de sevda ateşiyle yanan kâğıtlar aydınlatacak geceyi kim bilir.
İnsan karanlıkta kendisiyle baş başa kalınca ruhu, benliği nasıl da aydınlanırmış; şimdi daha iyi anlıyorum.
Ama yine geldi yine ama hiç hoş gelmedi…
31.03.2015
Karanlığı 5 geçiyor
Son Adam















0 yorum:
Yorum Gönder