Alnımın
altında, akasya ağaçlı güzel bir ırmağın kenarında, saat gece yarısını gökler
geçe başımın üstündeki tavandan gelen ışığın kafama değdiği yerdeyim. Çalışma
salonunda benim dışımda yalnızca iki üç tane insan çocuğu kaldı. Onlar da az
sonra uyumaya gider. Onlar her zaman uyumaya gider, ben de her zaman uyumaya
giderim. İnsanlar uyurlar. Dört hayat versen dördünde de uyurlar. Hayat uykular
arasında yapılan eylemler bütünüdür. Beş vakit namaz kılanlar, beş yılda bir
camiye gidenler, altı bin altı yüz altmış altı ayetin birini bile bilmeyenler
ya da hepsini bilenler; hepsi içsel ya da dışsal algı alanlarını bir uykudan
bir uykuya kadar değiştirirler. Hepsi, hayatlarını uyandıkları saniyeden
yeniden uyudukları saniyeye kadar biçimlendirirler. Hayat uykuda şekillenmez
mi? Uyku sırasında rüya görürsen “belki” biçimlenebilir. Görmezsen biçimlenmez.
İnsanlar uyurlar ve eylemlerde
bulunurlar. Eylem’i Hareket’ten ayırmak gerektiğiyle ilgili parantez açalım.
Eylem hareket etmek ya da etmemektir. Bakmak bir eylemdir örneğin. Yürümek de
bir eylemdir. Fakat bakmak hareket değildir, hareket olan yürümektir.
Psikolojiye Giriş’te öğrenmiştik. E o zaman uyumak bir eylem midir? Evet.
Davranış mıdır? Hayır.
Yedi günün
yedisini de düşün. Sekizinci güne erişmeden kendine dokun. Basbayağı elinle
dokun. Varlığını hisset. Sonra değdiğin etin içindeki damarları, kanı, kemikleri
ve kasları düşün. Nelerden oluştuğunu fark et. İçsel dünyanı, etine dokunduktan
sonra düşün. Bir ve üç boyutlu maddelerin, havanın ve boşluğun dışındaki, sonsuzdan
bir önceki virgül kadar metreküp yer kaplayan zihnini, etine dokunduktan sonra
düşün. Ete dokunmak bir davranıştır. Düşünmek eylemdir.
Sonra 1
lira 25 kuruş verdim, çıktım. Karşılıklar vardır hayatlarımızda. Karşılıklar,
eylemlere ve davranışlara göre değişir. Kantinden çikolata alıp –artık kaç kuruşsa– parası verilir; yoksa “Murat
abicim, seni çok seviyorum, canımsın sen benim” denip sınıfa çıkılmaz. Bunun
konumuzla pek bir ilgisi yok. Var ama çok yok. Sandalyemizin altından yeryüzünü
tamamen çektiğimizde milyonlarca ışık yıllık bir boşlukta oturuyor olacağımızı
hayal ederek beyninizi yarıp arka lobunuzdan öpmek istiyorum. Matkap ver
hemşire.
_____________________________________________________________
22.4.'15
02:30
Ankara
Eski İskele Yarasası














0 yorum:
Yorum Gönder